Arnon Grunberg
Radikal,
2007-05-11
2007-05-11, Radikal

Babası yazar olanın...


Tülin Er

'Muhtemelen ben, babam hayatında bir kez verdiği sözü yerine getirmek istediği için dünyaya getirilmiştim. Çünkü beni dünyaya getirenler bir kriz içinde bulunuyordu ve ne yaptıklarını bilmiyorlardı'

Arnon Grünberg, üretken bir genç yazar. On romanının dışında, iki öykü kitabı ve iki oyunu var. 2006'da yayımlanan Tirza adlı romanıyla, 2007 Altın Baykuş Ödülü'nü kazandı. Hollandalı Grünberg şu sıralar Dublin'de yaşıyor, ayrıca New York'ta bir dairesi var. Hollanda hükümetinin başlattığı çeviri destek fonuyla (NLPVF: Foundation for the Production and Translation of Dutch Literature), bu ülkenin edebiyatı ülkemizde yaygınlaşmaya başladı. Halen söz konusu destek programı çerçevesinde, bazı yayınevleri tarafından Hollandacadan kitaplar hazırlanmaya devam ediyor. Grünberg'in 2000'de yayımladığı Hayalet Acı da bu çeviri destek programı çerçevesinde Türkçeye çevrilmiş.
Bir baba-oğul sahnesiyle açılan Hayalet Acı, büyük oranda yazar babanın hikâyesinden oluşuyor. Baba Robert G. Mehlman, '69 Tarifle Polonya-Yahudi Mutfağı' adlı sipariş bir yemek kitabı hazırlayıncaya dek, kitapları pek rağbet görmeyen vasat bir yazar. Kredi kartlarıyla yaşayan, birinin limiti dolunca hiç dert etmeyip diğerine başvuran, yemek kitabının basılıp büyük satış rakamlarına ulaşmasından önce iflasın eşiğine gelmiş, ama bu mucizeyle 'paçayı kurtarmış' bir karakter. Neredeyse evlilikleri boyunca karısından ayrılmaya çalışıyor ve yaşamının son birkaç yılında bu amacına ulaşabiliyor. Bu arada hayatına girip çıkan Evelyn, Rebecca (karısının taktığı isimle, 'Boş Ceviz'); iş arkadaşları David, Josef; yemek kitabının yazımı aşamasında, gönül rahatlığıyla her anlamda sömürdüğü Bayan Fischer; dünya tenis klasmanında 268'incilikten yukarı çıkamayan babası ve ona inancı sonsuz annesi; çoğunlukla telefonun diğer ucunda olan ve sık sık hastalarının intiharıyla karşılaşan psikolog karısı ve son gidişlerinin birinden hemen önce, karısının onu ikna etmesiyle planlı bir şekilde yapılan oğlu Harpo...
Mektup yazma hastalığı Robert G. Mehlman, yaşamını bir tür 'mutlu aşk yoktur' şiarı üzerine kurmuş, romantik bir adam. Bu kaçınılmaz sona ilişkin güçlü inanç, ister istemez onun savrulup durmasına neden oluyor: "Şunu çok iyi anlamıştım ki, hayatından çıkıp gitmeyen insanlar sana nahoş şeyler yaşatır. En iyisi, insanların hayatından toz olup gitmek ve kendileri için her şeyin en yeni, onlar için senin parlaklığının henüz solmadığı, senin altın boyalarında hâlâ gerçek altın bulma, boğuk sesinde bir opera şarkıcısının tınlayan sesini duyma ve her gün postayla gönderdiğin hediyelerde vücuda gelmiş bir aşkı görme gücüne sahip olan başka insanların hayatında yeniden ortaya çıkmaktır."
Mektuplar Hayalet Acı'da önemli bir yere sahip. Mehlman, her şey için mektup yazabiliyor: akşam göreceği oğluna, baca temizleyicilerine, her gün üç kez konuştuğu karısına... Zaman zaman yazmak istenilen mektuplarla yazılanlar arasında dağlar kadar fark oluyor. Ancak başarıyla içselleştirilmiş bir ikiyüzlülük bu; ona göre haklı tarafları var. Hayatına kadınlar girip çıkarken, karısına telefonda yalanlar söyleyip dururken, birdenbire doğruyu da söyleyebiliyor. Bunu, "Onlara üstün oldukları, her şeyin kontrolleri altında olduğu duygusunu vermek ve sonra, kendilerini emniyette hissettikleri bir anda saklandığı yerden fırlayıp çıkan bir kaplan gibi darbeyi indirmek gerekiyordu" diye açıklıyor. Evden ayrıldıktan günler sonra karısına telefonda, yayıncısıyla değil de başka bir kadınla bir otelde olduğunu ve onu terk edeceğini söylediğinde aldığı yanıtsa şudur: "Senin bu felsefen beni hasta ediyor." İşte, koca bir hayal kırıklığı! Böyle bir babaya ve anneye sahip oğul Harpo Saul Mehlman, benzer ortamlarda yetişen bazı çocuklar gibi, ebeveynlerine nazaran daha sorumlu bir karakter olarak çizilmiş. "Muhtemelen ben, babam hayatında bir tek kez verdiği sözü yerine getirmek istediği için dünyaya getirilmiştim. Çünkü beni dünyaya getirenler bir kriz içinde bulunuyorlardı ve ne yaptıklarını bilmiyorlardı." Bu farkındalığa sahip, anne-baba arasında mekik dokuyan Harpo, savrulmuş/saçılmış bir hayatı toparlama gayretiyle, babasının hayatına girmiş herkesle bağlantı kuruyor. Müspet bir sonuca ulaşmayan, iç rahatlatıcı bir çaba...
Arnon Grünberg'in Hayalet Acı'sı, Hollanda edebiyatına ilişkin bilgimizi artıracak bir katkı. Bu katkıların artması, dünyanın bilmediğimiz diğer uçlarına da yayılması dileğiyle...