Arnon Grunberg
Fulyaozorhan.com,
2012-11-26
2012-11-26, Fulyaozorhan.com

İliğine Kadar – Arnon Grunberg


Fulya Ozorhon

Bazen de rastgele seçerim okuyacağım kitapları. Kitapçılarda gezmek, yeni çıkanların dizildiği rafların arasında dolanmak, kapağından veya başlığından etkilenip elime aldığım bir kitabı kıyısından köşesinden okumak farklı bir şeylerle tanışmaya vesile olur. Bu tip keşifler sonunda her zaman iyi sonuç aldığımı iddia edemem ama merak duygusuyla hareket edince sonucun beklentilerime uymaması riskini göze almışımdır ne de olsa.

İliğine Kadar’ı da işte böyle okudum. Romanın konusunu özetleyen arka kapaktaki kısacık bir paragraf hemen dikkatimi çekti. Ne de olsa Roland Oberstein bir ekonomi doçentidir ve hayattaki biricik tutkusu ekonomi balonları hakkındaki tezidir. Eh, ekonomi doktorası yapan bir edebiyat sevdalısı olarak üstelik de doktora tezi iş çevrimleri ve finansal krizlerle ilgili bir ekonomist olarak roman merakımı uyandırdı haliyle. Kim bilir belki de bazen biz kitapları bulmayız da kitaplar bizi bulur.

Yine de bu kitabı tavsiye ediyorum diyemem kimseye. Arka kapaktaki tanıtım yazısının ilgimi o anda nedense çekmemiş son cümlesini de okumuş olsaydım, sadece okumuş değil de ne ima ettiğini anlayabilmiş olsaydım hemen bırakırdım kitabı aldığım yere. Oysa bir kere başladığım bir kitabı ne olursa olsun sonuna kadar bitirme hastalığından muzdarip olduğum için ‘Bir özgürlük ve zenginlik dünyasında yaşıyor görünen roman kişileri kendi çevrelerine kasvet yumağı örmekte mahirdirler’ uyarısını dikkate almayıp 446 sayfalık bir kasvet yumağını bizzat kendim kendime ördüm, diyebilirim.

Dili, anlatımı, edebi değeri bir yana, neyi anlatıyor bu kitap? Bu kitap ister bir ekonomi doçenti isterse bir hukuk fakültesi öğrencisi, ister bir çanta tasarımcısı veya diş doktoru, isterse ilçe belediye başkanı ya da ilçe belediye başkanının soykırım uzmanı karısı kılığında olsun içinde yaşadığımız çağın insanını anlatıyor. Tutkusu sandığı bir şeyler uğruna hayatındaki insanlara (ve aslında kendine) ayıracak vakti olmayan, sürekli çalışması gereken yine de gerçekte çalışmaktan çok ne kadar çalışması gerektiğini düşünmekle vaktini geçiren, her şeye sahipmiş gibi görünen ama hiçbir şeyi yokmuşçasına tatminsiz yaşayan birer robot olan günümüz insanını. Robot ya da Oberstein’ın deyişiyle birer yaşama makinesi olan bu insanlar ile kendilerine ve çevrelerine örmekte mahir oldukları kasvet yumağı dünya tıpkı Oberstein’ın biricik tutkusu olan ekonomi balonları gibi, şiştikçe şişiyor ve en sonunda patladığında bedelini ödeyenler balonu şişirenlerle aynı kişiler olmuyor çoğu zaman.

Oysa sonu hep adil biten masallarla büyütüldüğümden midir nedir ben huzurlu biten hikayeleri tercih ederim. Okumak isteyenler için daha fazla bilgi vermemem gereken yere geldiğimde şunu söyleyebilirim ancak: Romanın sonlarında kitabın kapağında neden bir at resmi olduğu anlaşılıyor ve yine de hikayeden biraz buruk ayrılıyor insan. Sanki daha bitmemiş, orada bitmemeliymiş gibi.